masturbasyon_hakkinda_bilinmeyenler_adana_cinsel terapist_mehmet_ulubey
İÇERİK ÖZETİ
Anneler; onlar erkek egemen toplumun ürettiği normların kurban kadınlarıydı.” Düzgün otur” la başlayan cinsiyet ayrımcılığı sürecinin hem sanıkları hem şahitleriydi. Adet kanamasının ve meme büyümesinin başlamasıyla birlikte evliliğe hazır olan kadınlardı anneler. Onlar cinselliği bir şeyin bir şeye girip çıkması olarak algılayan bundan alınan hazda erkeklerin rolüne muhtaç olan kadınlardı. Kendi bedenlerini tanımaya yönelik herhangi bir düşünceden dahi utanan zevk alma duygusunu evlendikten ve tattıktan sonra yaşayacaklarını düşünen öncesinde zihinlerinden geçen bu düşüncelerde kendini suçlu hisseden kadınlardı onlar. Ergenliğe girmekle beraber sevme sevilme ihtiyacını hisseden kadınlar, hayal ettikleri kocayla yaşayacakları haz duygusunu işledikleri oya ve dantellerin ilmeklerine saklayan kadınlardı onlar.
Onların giydiği kıyafetler bir yığın tabu oluşturuyordu. Pijama üstüne giydikleri adına fistan ya da entari denilen kıyafetlerin üzerinden bırak kendi bedenlerini tanımayı vücutlarının kaşınan bölümlerine bile ulaşmakta zorlanıyordu. Böyle böyle yabancılaştı onlar kendi bedenlerine ve eğitimsiz, korkak ve savunmasız kadınların çocukları oldu; şimdilerin mastürbasyon yapan, özgürlüğün tadını çıkartan kızları.
Yıllar geçti çocuklar büyüdü, genç kız oldu ama anneleri gibi evlenip çocuk doğurmayı amaç edinmedi onlar. Yerine okumaya başka başka şehirlere yeni yeni insanlara gittiler. Bu gidiş öylesine bir gidiş değildi, kadın olmaya, kadın olsa da olmasa da değer görmeye, hakkını savunmaya hissettiklerinden ve içgüdüsel hazlarından suçluluk duymadan yaşamaya doğru bir gidişti. Özgürlüktü bu gidişin adı.
Ancak nereye giderlerse gitsinler yanlarında götürdükleri bir şeyler vardı onların; bedenleri, zihinleri, merakları, içgüdüsel olan en doğal ihtiyaçları yani cinsel istek ve arzularıydı. Böyle bir baskıdan çıkan kızlar yaşıtlarıyla birlikte bu merak ve hazların ortak olduğunu fark ederken kendi bedenlerini de keşfe çıktılar. Bu keşif özgürce ama aynı zamanda da gizliydi çünkü yanlarında götürdükleri zihinleri onları kolay kolay terk etmiyordu…
Baskı ile şekillenmiş toplumlarda büyüyen kadınların bedenlerinin keşfi ile özgür, gizli ve kaygan kaçamaklarıydı mastürbasyon. Kendine dokunmak kendinden geçmek, arzuların arsız hazzına kapılmaktı mastürbasyon kadınlarda ve erkeksiz acısız bir hazdı. Sorgusuz, hesapsız fantezilerin adıydı. Kimsenin görmediği utançsız bir orgazm haliydi. Bir erkekle sevişmek üzere yetiştirilen ve sadece bu durumdan utanmaması gerektiği öğretilen kadınların mastürbasyonla kendi kendine sevişmeyi öğrenerek tüm utançlarından sıyrılma anıydı. Bütün bu hayvansı hazzı yaşarken kimsenin kendisine şahitlik etmediğini bilmesiydi onu özgürleştiren. Kaygan, sıcak, kalp ritmini artıran, dünyadaki bütün streslerden uzaklaştıran ve gevşeten müthiş bir terapi…
Bedenlerine yabancı annelerin büyüyen kızları özgürlüğe doğru gidişte evliliği erteleyen, annelerinin kendilerini doğurduğu yaşta ergenlik psikolojisi ile hırçın, âşık ve annelerinin aksine kendi bedenlerindeki hazzın peşinde meraklı kızlardı. Bu merak onları içlerindeki arzunun peşine düşürdü ve mastürbasyonu keşfettiler. Ancak bu merak döneminde onlar sadece mastürbasyonu keşfetmedi aynı zamanda annelerinin zihinlerinde ki tabuları da keşfettiler ve onlar istemese de zihinleri bu tabulara maruz kalıyordu ve anneleri kadar olmasa da onlarda zihinlerinde bu baskıyı hissetmeye başladılar. Şimdi onlar kendi özgürlüklerinden ve kendi yapabileceklerinden korkan ve yaptığında kendini suçlu hisseden kızlar oldular. Bu korkuların en başında gelen ise mastürbasyon sırasında kızlık zarına zarar vermeleriydi. Mastürbasyon yapan kızların korkulu rüyası kızlık zarına zarar verilmesi veya patlatılmasıdır. Ancak zannedildiği gibi değil kızlık zarına hiç dokunmadan, klitoris bölgesine baskı uygulanarak yapıldığı için kızlar sakin olun hala bekâretinizi üzerinizde taşıyorsunuz.
Çünkü cinsel isteği azaltan; mastürbasyon yaparak tatmin olmak değil, zihnin kara düşünceleridir. Hani o annelerinizin maruz bıraktığı düşünceler var ya kendi organına kendinin dokunmasının günah diye anlattığı veya zararlı olduğunu söylediği o mitler işte o korkuyu yaratan ve cinsel ihtiyaçtan uzaklaştıran düşünceler o düşüncelerdir. Aksine mastürbasyon kişinin kendisiyle barışık olduğunun göstergesidir.
Türk toplumunun anneler üzerinden kadınlara aktardığı en büyük tabu namussuzluk tabusu ama kadınlar, içgüdüsel dürtülerinizi yaşamak değil namussuzluk olan, namussuzluk olan, yaptığınız davranışta kendi öz saygınızı kaybetmek, kendinizden utanmaktır. Mastürbasyon yapmak içinizde barındırdığınız cinsel arzuların, en saf bir şekilde tatmin edilmesidir. Çünkü insanlar farklı farklı kültürün içine doğarlar ve her kültürün ayrı ayrı namus tabuları vardır. Önemli olan sizin kendinizle ne kadar barışık olduğunuz, kendinizi ne kadar sevdiğinizdir. Başkalarının size öğrettiği davranışlardan dolayı suçluluk duymanıza gerek yok.
Kendi ile barışık, kendi bedeninin farkında olan özgür kadınlar, YOLUNUZA DEVAM…
Sizde mastürbasyon hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için Uzman Cinsel Terapist Mehmet Ulubey‘den randevu alabilirsiniz: 0533 644 22 18
