Üstün Zekalılar Eğitimi

Üstün Zekalı Bireyin Tanımlanması Nasıl Olur?

Üstün zekalı bireylerin, tespit edilmesi ile ilgili ilk bilgilere, eski Çin ve Yunan kayıtlarından rastlanmaktadır. 2000-2500 yıl öncesinde bireylerin zihinsel, kişisel ve fiziksel farklılıklarını ölçmek üzere girişimlerde bulunulmuş; zekâ testleri konusundaki sistematik ve bilimsel çalışmalar ise, 19. yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. Galton, Binet ve Simon’ın zekâ konusunda yaptıkları çalışmalar üstün yetenekli bireylerle ilgili olarak yapılan ilk çalışmalar olarak kabul edilmektedir. Binet ve Simon 1905 yılında ilk zekâ testini geliştirmiş ve zekâyı; belirli bir amaca yönelmek ve erişebilmek için kararlılık gösterme, uyum sağlayabilme ve kendini eleştirebilme eğilimi olarak tanımlamıştır. 

Spearman ise, zihinsel yapıyı genel zekâ; sözel ve sayısal yetenek olarak ayırmış ve bu görüş üstün zekânın tespiti alanında en yaygın olarak kullanılan görüş olmuştur. (Freeman, Raffan ve Warwick, 2010). Testlerin geliştirildiği ilk yıllarda; zekâ, test sonuçları ile aynı anlama gelmiş, çocuklar zekâ testindeki kesme puanına göre zeki olanlar ve olmayanlar şeklinde etiketlenmiştir (Brown, Renzulli, Gubbins, Siegle, Zhang ve Chen, 2005). Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’da Piaget, Vygotsky, Dabrowski gibi bilim insanlarının zekâya daha genel bir ifade ile zihinsel, duyuşsal, psikomotor, sosyal, sanatsal, ahlaki ve dil gelişimine bütüncül bakışları (Akarsu, 2004’a) bu değerlendirmelerin geçerliliğini yitirmesine neden olmuştur. Vygotsky, öğrenciyi öğrenme sürecinde aktif olarak görmüş, öğretmenin görevinin öğrencinin potansiyelini belirlemek ve öğrenciyi gelişiminin en üst düzeyine çıkarmak olarak tanımlamıştır. Bu bakış açısı zekâyı sadece IQ’nun (Intelligence Quotient) ölçümü ile değil bireyin var olan potansiyeli ile değerlendirmeyi gündeme getirmiştir (Freeman, Raffan ve Warwick, 2010).

ABD’nin üstün yetenekli bireylerle ilgili politikasını belirlemek amacı ile 1972’de yayınlanan raporda üstün yetenekli birey; genel zihinsel yetenek, belli bir akademik alanda yetenek, yaratıcı ya da üretici düşünme, liderlik yeteneği, görsel ve performans sanatlarda yetenek ve psikomotor yetenek alanlarından birinde veya birkaçında üstün performans gösteren birey olarak tanımlanmıştır (Marland, 1972). Üstün yetenek konusunda çalışan çağımız bilim insanlarından Renzulli (1986) üç halka kuramı ile üstün yeteneğin boyutlarını; ortalamanın üstünde genel ve özel yetenek düzeyi, yaratıcılık ve göreve- adanmışlık (motivasyon) olarak belirtirken; Gagne (2009) Ayrımsal Üstün Zeka ve Yetenek Modeli‛nde üstün zekânın doğuştan geldiğini, üstün yeteneğin ise doğuştan gelen kapasitenin deneyimlerle gelişmesi ile oluştuğunu ve yeteneğin boyutlarının, performans ölçümü yapan ölçme araçları ile kolayca değerlendirilebileceğini ileri sürmüştür. 

Başarılı tanılama kriterleri nelerdir?

Günümüzde üstün yeteneğin belirlenmesinde zekâ testlerinden alınan puanlar yetersiz kalmaya başlamıştır. Davis, Rimm ve Siegle, (2011) üstün zekâlı ve yetenekli çocukların tanılanmasında ve değerlendirilmesinde çok boyutlu yaklaşımların kullanılması gerektiğini ve tanılamanın sadece akademik performansa dayanmaması gerektiğini belirtmiş, Callahan, Tomlinson, Bland ve Moon ( 1995) başarılı bir tanılama süreci için şu kriterleri önermiştir: (Bkz: Üstün Zekalıların Özellikleri – Yetenekleri Nelerdir?)

  1. Üstün yeteneğin açık bir tanımı
  2. Tek bir kesme noktasından kaçınma
  3. Üstün yeteneğin çok boyutlu olduğunu bilme ve fark etme
  4. Zekânın farklı alanlarını tanılamak için farklı ölçme ve değerlendirme araçları kullanma
  5. Üstün yeteneğin farklı türlerinin olduğunun farkında olma
  6. Öğrencilerin eğitsel ihtiyaçlarını dikkate alarak tanılama yapma
  7. Değerlendirmeyi zaman içinde tekrar etme ve yeni üstün yetenekli bireyleri tanılama

Üstün yetenekli çocukları belirlerken, kullanılan yöntem ve kriterler amaca ve ulaşılması planlanan öğrenci sayısına göre değişebilir. Amaç derslerinde üstün başarı, bir konuda keşif yapma, bir spor müsabakasına hazırlanma, bir yaz programına katılma vb. olabilir. Bu noktada akademik başarı beklenen öğrencilerin özelliklerinin sporculardan farklı olacağı unutulmamalıdır (Freeman, Raffan ve Warwick, 2010). 

Amerika’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın kabul etmiş olduğu tanımda üstün zekâlı çocuk yerine üstün yetenekli çocuk kullanılmış olup; “Akranlarına göre olağanüstü düzeyde başarı veya başarı potansiyeli gösteren çocuk” üstün yetenekli olarak kabul edilmiştir. Bu çocukların zihinsel, yaratıcılık veya sanatsal alanlarda, yüksek performans kapasitesi gösterdikleri, sıra dışı liderlik kapasitesine sahip oldukları veya akademik alanlarda olağanüstü başarı gösterdikleri vurgulanmıştır.

Amerika Birleşik Devletleri Üstün Zekâlı Çocuklar Ulusal Derneği, üstün zekâlı çocuğu; “Bir ya da daha fazla alanda, olağanüstü performans gösteren veya olağanüstü potansiyeli olan birey” olarak tanımlamıştır.(Bkz: Üstün Zekalı Çocuk Nasıl Anlaşılır?)

Columbus Grubu üstün zekâyı; “Üst düzey bilişsel yeteneklerin ve yoğun duyguların birleşerek, alışılmışın dışında deneyimler yarattığı eş zamanlı olmayan gelişim” olarak tanımlamışlardır. Eş zamanlı olmayan gelişim zekâ düzeyi arttıkça daha da atmaktadır.

Ülkemizde 2009-2010 eğitim-öğretim yılında, ilköğretim birinci, ikinci, üçüncü sınıf düzeyinde yapılan ve 40 ili kapsayan tanılama sonuçlarına göre, 1.317.451 kişiden 1.770’i üstün yetenekli birey olarak tanılanmıştır. Her toplumun %2’sinin “üstün yetenekli bireyler” den oluştuğu düşüncesinden yola çıkarak, üstün yetenekli öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının %2’sine tekabül etmesi gerekirken, binde 1’ine tekabül etmiştir. Sonuç olarak, belirtilen sınıf düzeylerinde 24.579 üstün yetenekli öğrenci keşfedilmeyi beklemektedir. Üstün yetenekli ve üstün zekâlıların sınıflan- dırılmasında, yapılan testlerin sonucunda gruplara ayrıldığı görülmektedir.

Tüm bu bilgiler ışığında ülkemiz genelinde üstün zekalı bireylerin keşfedilmesi maalesef zaman almaktadır. Yorucu mesailer harcanalar keşfedilebilen bu bireylerin kimi zaman normalin üstünde enerjileri olması sebebi ile toplum içinde uyumsuzlukla suçlandığına bile şahit olmuşuzdur. Zamanında keşfedilemeyen zeka belirli süre sonra gerilemeye hatta vasatın altına kadar gerilemektedir. Tüm bu sebeplerledir ki duygusal tepkimelerine cevap bulamadığınız her konuda bu işin uzmanı psikiyatristlere danışınız. Karanlıkta yolu aramak yerine aydınlatacak ışık elde etmek sizin ve sevdiklerinizin ufkunu açacak hayata daha gerçekçi bakmanızı sağlayacaktır. 

Psikoterapist Mehmet ULUBEY

Psikoloji alanında 12 yıllık tecrübesi olan Uzman Psikoterapist Mehmet Ulubey daha çok aile, çocuk ve cinsellik üzerine çalışmaktadır. Her yıl ortalama 3000 kişinin kendisine, ailesine, cinselliğine ya da çocuklarına psikoterapi ve eğitimlerle ile farkındalık katmaktadır.