Cinsel İsteksizlik

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozuklukları Rehberi

Kadın cinselliği üzerine yapılan ilk araştırmalarda, kadınların cinsel dürtülerinin erkeklere oranla daha düşük olduğu ve daha az uyarılabildikleri, cinselliği genellikle partnerlerini mutlu etmek için girdikleri ve cinsel yaşam olmadan da yaşayabilecekleri gibi bulgular elde edilmiştir. Ancak, cinselliğin fizyoloji üzerine yapılan son incelemelerde kadınların biyolojik potansiyelleri ve bunun yaşamlarına olan etkileri incelendikçe, kadınların aslında cinsellik olmadan yaşayabileceği sözü yalanlanmış olmuştur.

20. yüzyıl başlarında cinsel ve psikolojik sorunların temelinde çocukluktaki ebeveyn çatışmalar sonucunda oluştuğu düşünülürdü. Bu tedaviler genellikle psikoanalitik yönelimli olup kişiliğin yeniden yapılandırılması amaçlanmıştır. Ardından psikoanalitiğin yanı sıra başka davranışçı yaklaşımlar da tedavi sürecinde kullanılmaya başlanmıştır. Davranışçı yaklaşımlar, diğer davranışlarda olduğu gibi cinsel davranışların da öğrenilerek kazanıldığını düşünmüşlerdir.

Tüm cinsel işlev bozuklukları tedavisinde ortak olarak kullanılan bilişsel ve davranışsal tekniklerin yanı sıra, tedavi planı oluştururken cinsel sorunu hazırlayan, ortaya çıkaran ve sürmesine neden faktörlerin bilinmesi gereklidir.

Kadınlarda görülen bu cinsel işlev bozuklukların temelinde yatan psikolojik sebepleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  • Dini inançlar ve ahlaki inançlar: Kadının yetiştiği aile yapısının etkisiyle normalden fazla dini kurallara uyulması, cinselliğin günah veya ayıp olarak inandırılması cinsel arzuların bastırılmasına sebep olur.
  • Yetiştirilme Tarzı ve Toplum: Bizim toplumumuzda kız çocukları yetiştirilirken cinsellikten uzak durmaları gerektiği öğretilir. Yani cinsel ilgiler ve cinsel aktiviteler engellenir.
  • Güçsüz ve Zayıf Anneler: Dayak yiyen bir anne ya da kızını babasından koruyamayan annelerin zayıf kadın modeli oluşturduğuna şahit olarak büyüyen kadınlar bunun sonucunda vajinismus şikayetiyle kliniklere başvururlar. Anne ve babasını izleyerek büyüyen çocuk; erkeği daha çok şiddet uygulayan kişiler olarak görmeye başlarlar. Bunun sonucunda da cinsel sorunlar meydana gelir.

  • Eşe Karşı İlgi Kaybı: Bazen partnerler ilişkilerindeki ilgiyi ve sevgiyi ilk günlerinde olduğu gibi sürdüremezler. Birbirlerine ilk günlerindeki kadar cinsel ilgi duyamazlar. Mutlu olamamak, kızgınlık, aradığını bulamamak gibi genel ilişkideki sorunların yanı sıra çiftlerin partnerlerini ebeveyn gibi algılamaları da önemli bir etkendir.
  • Hamilelik Korkusu: Kadınlar hayatının gençlik dönemlerinde, anneliğin getireceği sorumluluklara hazır olmadığında ya da doğum yapmaktan korktuğunda cinsel isteksizlik yaşayabilmektedir.
  • Edilgenlik, çekingenlik: Kadının kendisine duyduğu saygının az olması, yetersiz hissetme duygusu ve bedeniyle alakalı olumsuz düşünceleri olması orgazm bozukluğu yaşanmasına neden olan en büyük sorunlardır.
  • Baskıcı Aile ve Otoriter Babalar: Vajinismus şikayeti olan kadınların, bu şikayeti olmasındaki en büyük nedenlerden biridir. Özellikle obsesif-kompulsif profili olan babalar bu sorunun temelinde yatan en büyük etmendir.
  • Psikiyatrik Hastalıklar: Başta depresyon olmak üzere bir çok psikopatolojik rahatsızlıklar cinsel isteği azaltır veya ortadan kaldırabilir. Anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, cinsellikle alakalı olan obsesif-kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu ve şizofreni gibi psikopatolojik sorunlar cinsel istek üzerinde etki yaratmaktadır.

Kadınları Zevkten Uçurma Rehberi” adlı yazıyı okumak için tıklayınız.

  • Stres ve Üzüntü: Ölüm, geçim sıkıntısı, iş stresi, kaygı, üzüntü gibi günlük sorunlar cinsel istek üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır.
  • Eşin Cinsel Konudaki Yetersizliği: Tecrübesi az olan veya bilgisiz olarak evlenen ve sonrasında kısıtlı bir cinsel yaşantıları olan partnerlerde, erkeğin seks sırasında uygun olmayan tutumları kadının haz almasını hatta uyarılması dahi engelleyebilir.
  • Gizlenen Cinsel Sapkınlıklar: Bazı kişilerde cinsel sapkınlıklar bastırılmış halde bulunur. Bazı kişilerde ise bu sapkınlıklar cinsel ilişkiye izin vermeyecek kadar güçlü olmadığı halde, bu sapkınlıkları kendisine yakıştıramadığı için açığa çıkarmaz. Yani cinsel isteklerin kabul edilmemesi yüzünden yapılan bastırma veya gizleme durumları kişide cinsel isteksizlik yaratabilir.
  • Kişilik Sorunları: Cinsel işlev bozukluklarına kişilik bozukluklarının da eşlik ettiği görülür. Örneğin depresif bir kişiliğe sahip bireyler çoğunlukla haz duygularından kaçınırlar. Bu bireyler zevk veren şeylerden kaçındığı gibi cinsel haz almayı da reddederler.
Mehmet Ulubey

Paylaş
Yazar
Mehmet Ulubey