İÇERİK ÖZETİ
Merhaba ben Uzman Cinsel Terapist Mehmet Ulubey, Adana ilinde cinsel problemler üzerine çalışmalar yapmaktayım. 10 yıllık çalışma hayatım boyunca hem erkek hem de kadın danışanlarımda karşılaştığım sorunlardan biri olan cinsel isteksizlik hakkında en çok merak edilenleri bu yazımla açıklamaya çalışacağım.
Halk arasında ‘’cinsel soğukluk’’ olarak da adlandırılan cinsel isteksizlik; kadın veya erkekte yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsellik ile her türlü aktivitelerden, mastürbasyondan, cinsel düşünce ve fantezilerden uzaklaşma sorunu olarak açıklanabilir.
Bir cinsel istek probleminden bahsedebilmemiz için bu durumun kişinin kendi hayatında ve partner ilişkilerinde sorun oluşturması gereklidir.
Son yıllarda giderek daha fazla genç cinsel sorun yaşıyor. Pek çoğumuz genç kadın ve erkeklerin cinsel isteksizlik ve soğukluk yaşayacaklarını düşünmesek de araştırmalar öyle demiyor. Araştırma sonuçları her 5 çiftten birinin bu problemle karşı karşıya olduğu yönünde. Bu konuda dikkat çekici veriler var.
Örneğin yılda 10 kereden az ilişki sıklığı “sekssiz evlilik” olarak tanımlanıyor ve çiftlerin yaklaşık yüzde 10’u hiç seks yapmadıklarını söylüyor.
Dünyada kadınların neredeyse yüzde 70’i tatmin olamamaktan yakınıyor. Her 2 kadından biri cinsel isteksizlik yaşıyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin çalışmaları 10 Türk kadınının 9’unun cinsel hayatında mutsuz olduğunu gösteriyor.
Erkeklerde ise yüzde 50 – 80’e varan oranda sertleşme ve erken boşalma sorunu yaşanıyor. Son yıllarda testosteron düşüklüğü yaşayan pek çok genç erkek bulunuyor. Her 3 kişiden biri en az bir cinsel sorun yaşıyor.
Cinsel isteksizlik birçok nedene bağlı olarak gelişebilir. Ancak doğru bir tedaviyle bu problem aşılabilir.
Fiziksel ve psikolojik nedenler erkeklerde de cinsel isteksizlik sorununa yol açmaktadır. Sorun daha çok psikolojik kaynaklıdır.
Kadınlarda görülen cinsel isteksizliğin % 1’i fiziksel, % 99’u psikolojik nedenlere bağlıdır.
Temel belirti cinsel isteğin olmamasıdır. Bunun sonucu olarak cinsel ilişki sıklığında azalma yaşanmaktadır. Diğer taraftan depresif duyguların gelişmesi, yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler de izlenebilir.
Cinsel isteksizlik ergenlik dönemlerinde başlayıp süreklilik arz edebilir (Birincil cinsel isteksizlik).
Bazen de normal bir cinsel haz yaşanırken sorun hayatın bir döneminde birden ortaya çıkabilir (İkincil cinsel isteksizlik).
Bazen de genel anlamda cinsel istek olmasına rağmen eşe karşı bir soğukluk durumu mevcuttur. (Durumsal cinsel isteksizlik)
Cinsel isteksizlik ileri düzeyde ise ‘cinsel tiksinti’ durumundan da bahsedilir. Tiksinti bozukluğunda cinsellikten ve cinsel organlardan iğrenme, meniden tiksinme, cinselliği tamamen gereksiz bulma, kısacası cinselliğe karşı bir öfke ve reddediş vardır.
Cinsel ilişki sırasında haz alamama, ilişki sıklığının azalması veya tamamen bitmesi, cinselliği reddetme, cinsel ilişkiyle ilgili kaygılar, mastürbasyon ve cinsel objelerden uzaklaşma, cinsel içerikli rüyalar görmeme gibi belirtileri vardır. Tüm bu tür durumları 6 ay ve daha fazla süreyle yaşayan bireylere cinsel isteksizlik tanısı konulur.
Toplumda genel kabul gören bazı yanlış cinsel mitler vardır. Örneğin; “cinsel eylemi erkek başlatmalıdır. Cinsel ilişki isteyen ve başlatan kadın ahlaksızdır” şeklindeki doğru bilinen yanlışlar; kadınların cinsel isteksizlik duymasını kolaylaştırmakta veya isteğini ifade edememesine yol açmaktadır.
Cinsel uyarılma fizyolojisi kadın ve erkeklerde farklıdır. Erkekler görsel ve işitsel uyaranlardan uyarılırken kadınlar ise düşünsel, sözel ve duygusal uyaranlardan uyarılır. Erkeğin kafasında birçok sorun varken görsel ve dokunsal uyarılar erkekte cinsel uyarıyı tetikler. Ama kadının kafasında sorunlar ve birçok düşünce varsa duygusal ve sözel uyarıcılar yanında dokunsal uyaranlar olsa bile cinsel isteksizlik ve uyarılma bozukluğu olabilir.
Cinsel isteksizlik cinsel sorunlar arasında en yaygın şikayetlerden biridir. Cinsel istek hem biyolojik hem de motivasyonel, psikolojik, duygusal faktörlerden etkilendiğinden cinsel isteksizlikte de esas önemli olan ana neden veya nedenleri bulmaktır. Sorunun kaynağına inerek ve bu sorunu çözerek yaşanılan cinsel isteksizliğe son verilebilir.
Cinsel isteksizliğin nedeni psikolojik nedenlere dayanıyorsa tedavisinde psikoterapi desteği gerekmektedir. Ancak cinsel isteksizlik organik sorunlara dayanıyorsa testosteron hormonu düşüklüğüne neden olan faktörler ortaya konulduktan sonra nedene yönelik tedavi gerçekleştirilmelidir.
Tedavinin amaçlarından biri de eşler arasında bir uyum oluşturulması ve aralarındaki bozulan iletişimin yeniden düzenlenmesidir. Eğer eşlerden birinde belirgin düzeyde cinsel istek azlığı varsa istek düzeyini arttırmaya çalışmak gerekir. Bazen de eşlerden birinde aşırı isteklilik ve talepler varsa dengeyi sağlamak açısından bu istek ve talepleri azaltmak gerekebilir. Bu nedenle tedaviye “çift” olarak hastalar kabul edilmelidir.
Genel hatlarıyla cinsel isteksizlik tedavisi şu şekilde ilerler;
Cinsel istek bozukluklarında tedaviye başlamadan önce bir doktor tarafından basit bir muayene yapılması önemlidir. Muayene sırasında hastanın cinsel hazzını etkileyebilecek fiziksel nedenler araştırılır. Hastanın varsa kronik rahatsızlıkları, nörolojik problemleri, kullandığı ilaçlar dikkate alınır.
Cinsel isteksizlik %1 oranla fiziksel nedenlere bağlıdır. Bu tür durumlarda jinekolog veya ilgili branş hekimi tarafından nedene yönelik tedaviler uygulanır.
Daha sonra herhangi bir problem görülmeyen ve cinsel isteksizlik problemi psikolojik nedenlere bağlı olduğu düşünülen hastalara cinsel terapi uygulanır.
Cinsel terapi öncesi hastadan genel bir cinsel öykü, aile öyküsü ve geçmişi ile ilgili detaylı bilgiler alınır. Cinsel sorunu körükleyen bilinçaltında yatan psikodinamikler tespit edilir. Daha sonra hastalara genel psikolojik durumları ile ilgili ve cinsellikle ilgili bilgiler verilir. Yanlış ve eksik bilgiler düzeltilir. Cinselliğe “yeni bir bakış açısı” kazandırılır. Aile içi problemleri var ise “aile terapisi” verilir.
Cinsel isteksizlik tedavisinde daha sonra “davranışsal terapi” adı verilen bir takım uygulamalara geçilir. Bu şekilde kişinin kendi bedenini tanıması sağlanır.
Erkek eş ile ilgili bir takım sorunlar (erken boşalma, sertleşme sorunu gibi) var ise eş zamanlı olarak bu problemler de tedavi edilir. Erkek eşe ait cinsel tecrübe eksikliği var ise yine bu konuda da destek sağlanır.
Bu arada cinsel “erojen (duyarlı) bölgeler” (meme uçları, klitoral bölge, kulak çevresi, boyun, bacaklar gibi) ve bunların nasıl uyarılacağı çiftlere anlatılır. Kadına çatı kaslarını kasıp gevşetme egzersizleri (kegel egzersizleri) öğretilerek vajenin daha duyarlı hale gelmesi sağlanır.
Cinsel tedavilerde tedavinin kişinin problemine uygun şekilde “bireyselleştirilmesi” de son derece önemlidir.
Cinsel isteksizlik, bir cinsel terapist eşliğinde aşama aşama ve bir takım ev ödevleri ile aşılmaktadır. Ev ödevlerinin bir kısmı kişi tarafından bir kısmı da eş tarafından uygulanmaktadır. Cinsel isteksizlik problemin çözümünde erkek eşin dayanışması, iletişim, güven ve ev ödevlerinin düzenli yapılması önemli yer tutar. Sorunun çözümü genelde 6 ile 12 seans arasında sürebilmektedir.
Cinsel tedavilerde rahatlama ve gevşeme (relaksasyon egzersizleri), masaj, masturbasyon, cinsel birleşme tekniklerinin öğretilmesi ve değişik cinsel pozisyonların anlatılması son derece önemlidir.
Tedavilerde kullanılan CD, DVD, maket ve smilatörler tedavinin anlaşılabilmesini kolaylaştırılır.
Cinsel yaşamınızda sorun olduğunu fark ettiğinizde vakit geçirmeden Adana Erken Boşalma Tedavi Merkezinde çalışmakta olan Uzman Psikolojik Danışman & Cinsel Terapist Mehmet Ulubey ile görüşebilirsiniz. Erken müdahale hem sizi çözüme ulaştıracak, hem de eşinizle ilişkinizin zarar görmesine engelleyecektir. 10 yıldır bu konular üzerinde çalışmakta olan Uzman Psikolojik Danışman & Cinsel Terapist Mehmet Ulubey bugüne kadar tüm danışanlarından olumlu sonuçlar almıştır ve almaya devam etmektedir.
Ayrıntılı bilgi ve randevu için Uzman Cinsel terapist Mehmet Ulubey’den bilgi alınız. Adana’da cinsel isteksizlik tedavisi için arayınız.
Yorumlar Göster
Aseksüellik'den olup olmadığını nerden bilebiliriz ?