İlişki Rehberi

Kıskanç Sevgiliye Nasıl Davranılmalıdır?

Sevgiliniz Kıskanç mı?

Bir kısmımız sevdiği insanın kendisini kıskanmamasından dolayı üzülür, bir kısım ise sevgilisinin aşırı kıskançlığı yüzünden ilişkide oluşan sorunlardan dolayı üzülür. Peki doğru olan nedir? Sahiplenmenin aşk ile bir bağlantısı var mıdır? Kıskançlık normal midir yoksa anormal midir? Kaynağı nedir ve bununla baş edilmesi mümkün müdür?
Aslında birçok kadının tatlı bir şekilde yapıldığı zaman hoşuna giden kıskançlık, kaybetme korkusu, özgüven eksikliği yahut kıskandığı kişiyi bir insan olarak değil de kendisine ait bir çeşit eşya olarak görme gibi sebeplerden dolayı ortaya çıkmakta. Yapılan bir takım araştırmalara göreyse kıskançlığın birden fazla türü bulunmakta.
İlk olarak değinilecek kıskançlık türü ortam kıskançlığı olarak bilinen kıskançlık türüdür. Bu türde kıskanan insanların gösterdikleri en belirgin davranış, kıskandıkları kişinin bulunduğu ortamları kıskanmalarıdır. Kıskandığı kişinin yanında bulunmadığı her an için süphe duygusuna yakalanan bu tipteki insanlar; kıskandığı kişinin yeni birileriyle tanışıp tanışmadığından, kız arkadaşlarına kendisini nasıl anlattığına kadar birçok konuda pimpirikli olurlar. Kıskandıkları kişinin ansızın çıkıp yanına gidebilirler.

Dediğim gibi kıskançlığın ölçüsü kaçtığında etkileri ağırlaşır. Çoğu zaman gereksiz tartışmalara ve çatışmalara kaynaklık eden kıskançlığa karşı eminim siz de ne yapılması gerektiği konusunda zorlanıyorsunuz. Kendinizi rahat ve özgür hissedebilmek adına yöntemler arıyor ve problem hala çözülmediğinde sınırlarından kurtulamayan, endişe duyan biri haline geliyorsunuz. Kıskançlığı nasıl yeneriz? Kıskançlığı ortadan nasıl kaldırırız? Sorularınızı duyar gibiyim.
İşte merak ettiğiniz tüm soruların cevabını okumaya davet ediyorum.

Toplum içerisinde ilişkilerde en çok erkeklerin kıskanç olduğu bilinir ama ben bugün kadın erkek fark etmeksizin bir bireye seslenmek istiyorum. Genç-yaşlı, kadın-erkek herkes hayatında en az bir kere kıskanır. Aşık olunan kişinin başkasına ilgi göstermesi, şüpheli davranışlar, aldatma… Biliyorsunuz ki kıskançlık hem kıskananın, hem de kıskanılanın hayatını zehir edebilir.

Ara sıra yapılan kıskançlık, bir ilişkinin canlı kalmasını sağlayabilir. Ancak, rahatsız edici ve mantık dışı boyutlara ulaştığında, ilişkiniz adına çok zarar verici olabilir. Kendi adınıza yapabileceğiniz davranışlar engelleniyorsa, fikir özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa, arkadaşlarınızla bile buluşmalarda görüntülü aranıyorsanız, sürekli şüphe duyulduğunuzun hissi veriliyorsa gerçekten hayat sizin çekilmez bir hal alabilir. Artık kendinizi fazla üzmeyin! Kıskançlığın etkilerini hafifletmek için yapılabilecekler var. Ancaaak kıskançlığın etkilerini azaltmanın sabır ve çaba gerektirdiğini söylemeden edemem. Herkesin kıskanma nedenleri ve hissettikleri farklı. Kıskançlık, varolan bir aşka, ilişkiye veya onun kalitesine yönelik tehdide bir tepki’… Gıpta ve hasetten farklı olarak hep üç kişi ve kaybetme korkusu vardır. Kıskanan insan birçok duyguyu aynı anda yaşar, aklından bin türlü düşünce geçer, bir sürü farklı davranış biçimleri sergiler.
Duygular: Acı, kızgınlık, kin, üzüntü, haset, keder, aşağılanma.
Düşünceler: İçerleme, suçlama, kendini rakiple kıyaslama, imajın sarsılmasından korkma, kendine acıma.
Davranışlar: Kendini bitkin hissetmek, titremek ve terlemek, sürekli soru sormak ve karşındakinden sürekli güvence istemek, saldırgan davranışlar, hatta şiddet.

Kıskançlık neyin göstergesidir?

“Kıskanan aşık seviyordur” cümlesi kuşaktan kuşağa aktarılan bir önyargının kelimeler dökülmüş halidir. Bu cümlenin en önemli işlevi ilişkilerdeki sorunları örtbas etmektir. Kıskançlık dozunda olduğu sürece, var olan bir ilişkinin korunmasını bile sağlayabilir. Kişilere, sevgililerinin, eşlerinin çantada keklik olmadığını hatırlatır. Karşındakine emek vermeye, onun kendisini değerli hissetmesi için çaba göstermeye yöneltir. Üstelik duyguları güçlendirir, aşkın ateşlenmesini sağlar ve sevişmeleri daha ihtiraslı kılar. Ama bir de aşkın dozunda olmadığı durumlar var…

Bazen kıskançlıkta ölçü kaçar. Örneğin eşi eski bir arkadaşıyla dans ettiği için bir erkek kavga çıkarabilir veya kadın eşinin yeni patronu güzel bir kadın olduğu için çileden çıkar. İşte bu tarz kıskançlıklar gerginlik yaratır. Karşıdaki, kıskançlığa mahal vermemek için sürekli temkinli davranmak, tetikte olmak zorunda hisseder. Durumun farkında olan kıskanç taraf ise kendini suçlama ve haklı çıkarma arasında gidip gelir.

Peki, KISKANÇLIK Aşkın Göstergesi Mi?

Kıskançlık aşkın göstergesi değildir. Aşk, aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur. Olağan sevmeden, kişinin duygularını yönetmede zorluk yaşaması durumuyla ayrıştırılabilir. Özellikle ilişkilerin başında yaşanan bu duygu, zamanla, ilişki olgunlaştıkça yerini daha kontrol edilebilir ve kalıcı duygular olan, sevgi, güven ve sadakate bırakır. İnsanın sahip olduğu bu değerli şeyi kaybetmekten endişe duyması beklenen bir durumdur. Bu sebeple, birbirini gerçekten seven iki insanın arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır, fakat sahiplenme duygusunun aşkla alakası yoktur. Kıskanç kişilerin, sevilmeye karşı aşırı bir ihtiyaçları vardır ve yaşadıkları güvensizlik ve yetersizlik duygularıyla baş edemedikleri için ilişkide bulundukları insanın sevgisini kimseyle paylaşmak istemezler.
Kıskançlık yaşayan kişiler bir yandan ilişkilerini sürdürmeye çalışırken, bir yandan da özgüvenlerini korumaya çalışırlar. İlişkiyi korumaktaki amaç daha fazla yaşantı paylaşmakken, aşırı kıskanç kişiler bunu ancak tehdit ederek, zor kullanarak ya da küserek sağlayabileceklerine inanırlar. İlişkinin bir rakip tarafından tehdit edildiğini hissettikleri zaman da bu rekabette kaybedeceklerini, sevilmediklerini, sayılmadıklarını düşünürler.
Kadın ve erkeklerin kıskançlık göstergeleri farklı mıdır?
Sadakat kıskançlığı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Eşlerin birbirlerini cinsel veya duygusal anlamda aldatması çoğu ilişkiyi derinden etkiler. Her iki cinste de kıskançlık görülse de, kadınlar ve erkeklerin kıskançlık bakımından farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar kadınların duygusal bir aldatma karşısında daha çok etkilenirken, erkeklerin cinsel bir aldatmada daha fazla kıskançlık yaşadığını göstermektedir.
Kadınlar ve erkekler arasında kıskançlık derecesi bakımından bir fark aramak anlamlı olmasa da, kıskançlık, tepkileri farklılaşmaktadır. Kadınların, görece daha yapıcı davranıp, alttan alarak, kendi hak ve isteklerinden vazgeçtikleri, erkeklerin ise tehdit ve kaba kuvvetle kıskançlıklarıyla baş etmeye çalıştıkları görülmektedir.
Kıskançlık ne zaman tehlikeli boyuta ulaşır?
Eşin telefonlarını dinlemek, takip etmek, eve gelince perdeleri, banyoyu, yatak odasını kontrol etmek, eşi akrabalar dahil kimseyle görüştürmemek, her anlatılan olayın altında bir anlam aramak aşırı kıskançlığa girer ve tedavi edilmesi gereken bir davranış bozukluğudur.

Kadınlar Regl Döneminde Ne İster? adlı yazıyı okumak için tıklayınız.

Kıskançlığı Engellemenin Yolları

Sizler , zarar verici kıskançlığın önüne nasıl geçebilirsiniz? Bu durumla nasıl başaçıkabilirisiniz?
Çiftlere bazen hayatı zehir eden, ayrılmalarına bile yol açan kıskançlık duygusuyla başa çıkmak aslında hiç de kolay sayılmaz. Uzun zaman ve emek isteyen bir mücadele olabilir. Eğer, kıskançlığınızın çocukluğunuzda yaşadıklarınızdan kaynaklandığını düşünüyorsanız, bizden yardım almanızda fayda var. Çünkü psikolojik bir boyutu olabilir.Çocukluğunuzla ilgili bağlantı kuramıyorsanız o zaman şu noktaları gözden geçirmeniz faydalı olabilir. Kıskançlığınızın gerçekçi olup olmadığını gözden geçirin. Onu neden kıskandığınızı düşünün. Gerçekten ilişkinize yönelik bir tehdit söz konusu mu? Sizin tavırlarınız ilişkinizi kötüleşmesine neden mi? Ya da bir güven problemi mi yaşıyorsunuz? Bu gibi sorularla iç içe iseniz eşinizle ve ya sevgilinizle direk iletişime geçebilmelisiniz, net ve açık bir şekilde konuşmalısınız ki birbirinizi daha iyi anlayabilesiniz.
En başta kıskançlığı ortadan kaldırmanın en etkili yolu güvendir. İki tarafın birbirine karşı dürüst olması ve sevgi bu sorunla baş ederken ihtiyaç duyulan önemli kavramlar fakat bunlardan da önce tedaviye olumlu devam edebilmek için öncelikli olarak bunun bir sorun olduğunu kabul etmek gerekiyor ve suçlamak yerine buna neden olan faktörleri değerlendirip ne yapılması gerektiği konusunu açıklığa kavuşturmak, yeni yöntemler üretmek ve çözüme ulaşmaya çalışmak gerekiyor.
Kendi kendinizi telkin edin. Kıskançlık belirtileri hissettiğinizde partnerinizin sizi sevdiğini, size bağlı olduğunu ve size saygı duyduğunu hatırlayın. Sevilmeye layık, hoş bir insan olduğunuzu ve ters giden bir şeylerin olmadığını söyleyin kendi kendinize.

Ünlü filozof Descartes der ki “Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur”. Kıskançlığa, öfke, değersizlik, çaresizlik, yetersizlik, yalnızlık gibi duygular eşlik eder. Birçok kişi geçmiş yaşantılarının yaralarını içinde taşır ve şimdiki ilişkisinde bu yaraları iyileştirmeye çalışır. Önemli olan, bu yaraları tanımak ve bugünkü ilişkiye taşımamaktır. Karşılıklı güven için iletişimin açık olması önemlidir. İmalı sözlerden, üstü kapalı eleştirilerden ve küskünlüklerden kaçınmak gerekir. Bu noktada, kıskançlığa ılımlı yaklaşmak ve eşleri karşılıklı konuşmaya teşvik etmek önemlidir.

Kıskançlığı Yenmek İçin Öneriler…

  • Olaya farklı bir açıdan yaklaşın. Kıskançlığın aşkın belirtisi olduğunu anımsayın. Hemen savunmaya geçmektense, onu anlamaya çalışın.
  • Kendi davranışlarınızı gözden geçirin. Belirli davranışlarınızın partnerinizin sizi kıskanmasına neden olduğunu biliyorsanız, bu davranışlarınızı değiştirmeye çalışın.
  • Yapacağınız iş, gideceğiniz yer, gezeceğiniz mekanla, olayla, kişilerle ilgili önceden bilgiler vermeye özen gösterin. Açık açık konuşun!
  • Gizemli havalar oluşturacağım diye, ilişkinizi zedelemeye çalışmayın.
  • Verdiğiniz sözleri tutun, yapamayacağınız sözler vermeyin.
  • Onun güvenini geliştirin. Ona, onu ne kadar sevdiğinizi söylemek için her fırsatı değerlendirin. Onu neden sevdiğinizi anlatın. İltifat edin, gelecek hayallerinizi paylaşın.
  • Bu konuyu konuşmayı deneyin. Yine sonuç alamıyorsanız ve ilişkiniz yıpranmış bir hale geldiyse bu alanda Uzman Psikolog Mehmet ULUBEY’den randevu alıp ona danışabilirsiniz.
Psikoterapist Mehmet ULUBEY

Psikoloji alanında 12 yıllık tecrübesi olan Uzman Psikoterapist Mehmet Ulubey daha çok aile, çocuk ve cinsellik üzerine çalışmaktadır. Her yıl ortalama 3000 kişinin kendisine, ailesine, cinselliğine ya da çocuklarına psikoterapi ve eğitimlerle ile farkındalık katmaktadır.

Yorumlar Göster

  • Rüya goruyorum unutamıyorum aklıma geliyor sürekli ne yapmalıyım unutmak için?

  • Merhaba Mehmet Ulubey hocam yazılarınız çok güzel sürekli takip ediyorum. Bazı yazılarınız fazla uzun oluyor. Ama genel anlamda içerik olarak ta üslup olarak ta çok beğeniyorum. Benimd bir sorum var peki hiç kiskanmamakta aşk tan mıdır? Beni kıskansın istiyorum kiskanmayinca sevmediği anlama gelir mi ?

  • Merhabalar, bıktım usandım artık. Herşeyime karışıyor. Ne yapsam ne giysen yapma çıkar demelerinden boguldum. Bu adamla nasıl bırmal olacagım?

    • merhabalar, bu konuda bir uzman desteği almanızı tavsiye ederim. ilerleyen zamanlarda daha fazla sorun olabiliyor.