İÇERİK ÖZETİ
Ülkemizde en yaygın olan mittir. Kızlık zarı vajina girişinin yaklaşık 1,5 cm içerisindedir. İlk cinsel ilişkide kızlık zarında hafif bir açılma meydana gelir. Kanama olmaması aslında beklenen bir durumdur. Normal şartlarda, normal bir kızlık zarı; isterse birden fazla kez ilişkiye girsin kanamayabilir, delinmeyebilir, patlamayabilir veya yırtılmayabilir. Kadın rahat olup kendini kasmaz ise gerekli sulanma da gerçekleşmişse penis girişini hissetmez. Ayrıca penisin vajinaya girmesiyle meydana gelecek olan kan, derinin kesilmesi gibi değildir. Kanama belli belirsiz bir sıvı halinde olur.
Bu mit yüzünden hamilelik süreci boyunca çiftler birbirlerinden uzak kalıp, bireysel bir şekilde mastürbasyona başvurur. Mastürbasyon sayesinde tatminlerini gerçekleştirir. Mite göre, kadın ilişki sırasında enfeksiyon kapar. Ayrıca doğum sonrası bu mit devam eder. Çünkü inanışa göre emzirme yoluyla kadında cinsel ilişki sonrası oluşacak enfeksiyon bebeğe taşınır. Gerçek olan ise; hamileliğin ilk 6 ayı içerisinde cinsel birleşme yaşamanın bir sakıncası yoktur, orgazm kasılmaları bebekte kafa travması ya da beyin sarsıntısı oluşturmaz.
“Hamilelikte Seks Yapılır Mı? Nasıl Yapılır?” adlı yazı okumak için tıklayınız
Cinsel ilişkiden haz alma partnere, mekana, duruma ve cinsel kimliklere göre değişmektedir. Bu mit yüzünden kadınlar cinsel ilişkiden zevk alma zorunluluğu hissederek alacağı hazzı istemsizce azaltır.
İlk okuduğunuza tuhaf gelebilir. Ancak öpüşme, dokunma gibi sevgi göstergeleriyle hamile kalınabileceğini düşünen insan sayısı azımsanmayacak derecededir. Hamilelik oluşumu için gereken aslında tek şey penisin vajina içerisine menisini boşaltmasıyla gerçekleşir. Bu birleşimle birlikte kadın yumurtası da meni içerisindeki sperm de gerekli döllenme kabiliyetine sahip olmalıdır.
Bu mit kadınların kendi duygularına odaklanmasını engeller ve bunun sonucunda orgazm sorunları meydana gelir. Bu durum erkekleri de baskı altına almaktadır. Ancak aslında cinsellik ucu bucağı olmayan, insanların karşılıklı olarak duygu ve tepkilerine odaklanarak vücutlarını keşfetmesidir.
“Erkek Cinselliğinde Yaygın Olan 10 Mit” adlı yazıyı okumak için tıklayınız.
Cinsellik bahsettiğimiz gibi ucu bucağı olmayan bir şeydir. Cinselliği bir kalıba sokmak pek mümkün değildir. Kural dinlemeyen, haz veren, insanı mutlu eden cinsellikte kadının kendi zevkine göre yaşanır.
Bu hareket insanlar tarafından oldukça yanlış bulunan, hoş görülmeyen bir davranıştır. Ancak durum düşünüldüğü kadar olumsuz değildir. Cinsel ilişkide mastürbasyon davranışı, orgazm olamayan kadınlar için uyarıcı etkisi sayesinde gayet iyi bir yöntemdir. Ayrıca eşcinsel ilişkilerde yapılan bu eylem güvenli bir birlikteliği sağlar.
Eskiden kullanılan doğum kontrol hapları ödem oluşumuna ve kilo alımına yol açılıyordur. Fakat günümüzde üretilen doğum kontrol haplarında bu tip yan etkiler bulunmamaktadır. Yeni haplar düşük miktarda östrojen ve kaliteli progestin hormonu içermektedir. Kullanılmaya başladığında yumurtalıklar dinlenme moduna geçer ve yumurtlamayla birlikte üretilen tüm hormonların salınımı durmaktadır. Ayrıca kadınlarda üretilen erkeklik hormonu olan androjen de salgılanmaz bu sayede tüylenme ve sivilceleri azaltmaya yönelik tedavilerde ve adet düzensizliği tedavilerinde kullanılır.
Toplumumuzda tabulaşan cinsellik kavramı daha çok ataerkil düşünceye göre gelişmiştir. Kız çocuklarına küçüklükten itibaren cinsellik kavramı konuşulmayacak konu, ayıp konu olarak öğretilmektedir. Kızların düşünmesinin bile yanlış olduğu bu konuda erkekler oldukça rahattır. Hatta bazı aileler ergenliğe giren erkek çocuklarını karşılarına alıp cinsellik hakkında bilgi vermektedir. Durum böyle olunca cinsellikten sadece erkeğin haz alması gerektiği, kadının ise sadece erkeğe bu hazzı aldırması gerektiği düşüncesi yaygınlaşmıştır. Ancak aslında tüm bunlar mitten ibarettir. Cinsellik hem kadının hem erkeğin ruhsal ve bedensel olarak zevk almasıdır. Her iki cinsiyetin de hormonal olarak bir cinsellik döngüsü vardır. O yüzden cinsellik kadınlar için bir görev değil, “hak” tır.
Toplumdaki kadınlarımızın aklında olan cinsel mitlerin kaynağı annelerdir. Erkekler cinsel bilgileri daha erken öğrenir ve bunu arkadaşlarından ya da kendi kendine öğrenmeye çalışır. Halbuki kızlarda öyle değildir, cinsel bilgilerin annelerinden miras olarak kaldığını görürüz. Hele ki anne de gençken annesi tarafından bu mitlere maruz kalmış ise bunları aynı şekil kızına öğretir. Genç kız bunun yanlış olduğunu bilse bile istemsiz bir şekilde bilinçdışına “Cinsellik, ayıptır.” düşüncesi yerleşir. Bu mit, genç kızların ileriki hayatında vajinismus, cinsel isteksizlik veya cinsel tiksinti bozukluğu olarak karşısına çıkar.
